Sanatçıların, hele mizah sanatçılarının insanların yaşam biçimlerini ti ye almasını doğru bulmam ama hoş karşılarım. Nihayetinde sanat tır sanatçıdır mizahtır. lakin bir başbakanın yaşam tarzı üzerinden tenkit yapmasını ne doğru bulurum nede hoş karşılarım. nihayetinde başbakandır ve söylediklerinden vazife çıkarmak isteyenler olabilir. o zaman ülke yaşanmazlaşır. bunu önlemenin yolu, demokrasinin olmadığı dönemde bile yöneticisine “mağrur olma padişahım,senden büyük Allah var” diyebilen aziz milletimin içinden birilerinin aynı sözü hem de ileri demokraside günümüz yöneticilerine söyleyebilmesidir. Amin mi? İnşallah mı…
Seçmen iradesi; sınırları ve süresi belli bir zamanda “ben size hizmet etmek istiyorum” diyenlere bir kısım ahalinin “he” bir kısmının da “peki öyle olsun” demesinden kaynaklanan bir iradedir. Milli irade ise; topyekun bir milletin, hayat memat meselesi karşısında “var olma” veya “yok olma” seçeneklerinden birini -ki o seçilen illaki var olmadır- tercih edip , varını yoğunu ortaya koyarak ulaştığı bir iradedir. Bu iradenin birinci boyutu; özgürlük ve bağımsızlığa ulaşmak isteğini ikinci boyutu ise, varlığını nasıl sürdürmek istediğinin izlerini taşır….
Peki nedir? diye soruyor arkadaşlar. Söylüyorum. Seçmen iradesidir. Daha önce “seçmen iradesi milli iradeyi döver mi” Başlığı altında, milli iradenin ve Seçmen iradesinin ne olup olmadığını, Karıştırılmasının nelere yol açacağını da yazdım. Seçmen iradesi milli irade değildir başlığı altıda başka yazılarda yazıyorum. Daha da yazacak gibiyim. Bu yüzden iki iradeyi yeniden ele alıyorum. Olay şu. Milli irade;bütün milletin var olma veya yok olma İhtimali karşısında gösterdiği iradedir. üç özelliği vardır 1-Kurucu iradedir. Devleti kurar.Örnek; Kuvayi…
Birileri bunun böyle olduğunu dayatıyor. Bu yüzden seçimleri savaşlara benzetiyor. Uhut okçuları diyor, istiklal savaşı diyor… diyor da diyor. ilginç olan, Bunu dilendirenlerin, buna inanmasının yanında seçmen iradesinin diğer yüzde ellisini temsil eden kesimde buna inanıyor. her kaybettiği savaşı savaş zannediyor ah vah ediyor. ta ikinci savaşa kadar. iki savaş zannettiği iki mücadele arasını değerlendiremediği içinde bir sonraki yenilgi kaçınılmaz oluyor. Oysa, Atatürk’ün askerleri olduğunu söyleyenler, düşünseler ki, bu bir savaş değil muharebe’dir ve bazen, savaşı kazanmak için muharebe…
12.12.2014 Sen ki; Bir muhtar bile olamazken Bir partinin başkanı Bu ülkenin başbakanı Ardından Cumhurbaşkanı Büyük orta doğu projesinin Eş başkanı Sıfırlamakla bitmeyen paraların Girmekle bitmeyecek odalardan Oluşan ak sarayların sahibisin Ben ki; Bir zamanlar İyi bir lisede müdür yardımcısı iken Bir meslek lisesine Oradan da öğretmenliğe indirilmiş Bir “altı yüz elli yediliyim” Duydum ki; Molla Karaman-i Hayretinin “Yolsuzluk Ayıptır günahtır ve suçtur” Lakin “Hırsızlık suçu değildir” Mealindeki fetvasıyla Meşrulaştırmaya çalıştığı Meş-um günün Seneyi…