İkinci evre dediğim, Türk tarihinin ikinci evresi
Birinci evre malum; Türk tarihinin “Hanedanlar”
Dönemidir. Bitti gitti
İkinci evre ise; Türk tarihinin “Milli irade”
Dönemidir. İkinci yüzyılının eşiğindeyiz
İkinci evrenin ikinci yüz yılına;
İkinci evrenin kurucularına
Lanetler okuyarak,
Yurtta ve dünyada barışı
Şiar edinmiş zihniyeti
Çıkarına halel getiren
İçerde ve dışarıdaki herkesi
Düşman ilan edip dövüşerek
Yirmi birinci yüz yılda
Ayasofya gibi bir yapıyı,
Kilise cami arasındaki kavgayı
Müze-camiye çevirerek
Barışa evrilmesini sağlayan
Uygulamayı yok, sayıp
Müze-cami vasfının
Müze kısmını kaldırıp
Camileştirerek
Bununla yetinmeyip
Devlet erkânının
Bulunduğu ortamda
Hutbeyi, elimizde kılıçla
Okuyarak giriyoruz
Bu yaşananlar;
Ne kadar milli
Ne kadar İslami
Ne kadar insanidir
İkinci evre’nin, İkinci yüzyılına
İkinci evre’nin “kızıl elması”:
Muasır medeniyete ulaşmayı
İlim, irfan ve vicdanla
Bilinmeyenleri keşfederek mi?
Yoksa biat, sadakat ve cehaletin basiretiyle,
Kaybettiğimizi düşündüğümüz
Toprakları fethederek mi sağlayacağız?
İkinci evrenin ikinci yüzyılının
Herkesin cevabını kendi vicdanında vereceği
Temel sorusu budur
Düşmanları çalışarak yenebiliriz savaşarak değil