MUTLULUK ÜZERİNE

Resmini yapamadığımız mutluluğun
Tarifini yapabiliriz,
Diye düşünüyorum.

Mutluluk nedir?
Ve
Sınırsız mutluluk olabilir mi?

Mutluluk, “anı” yaşamak
Yaşanılan andan “haz” almak
Dünü unutmak
Yarını kala almamak
Bu günü doyasıya yaşarken
“Dur zaman ne güzelsin” diyebilmektir

Memnuniyeti arş-ı alaya çıkarırken
Memnuniyetsizliği sıfırlamaktır

Mutluluk, nereden geldik
Nereye gidiyoruz?
Sorusuna takılmadan
Yaşanılan “ana” yoğunlaşmaktır

Mutluluk bedenle ruhun ahengi
Ve bu ahengin doğayla örtüşmesidir.

Tarifi böyle yapılabilen mutluluğun
“Ezeli” ve “ebedi” olma hali var mı?
Olabilir mi?

Görünen o ki;
Tiyatronun birinci sahnesine yok.

İnsanoğlu kendiyle, çevresiyle
Doğayla, karşı cinsle uyumlu yaşarken
Yakaladığı daimi mutluluğu
“Tarım devrimini” idrak ettiğinde kaybetti.

Öyle diyor kitaplar ve
İnsanların birbirine karşı
Cinsiyete ve doğaya
Doyumsuzluğa
Hırsla ve ihtirasla sarılmasının
Bu güzelliği tarihe gömdüğünü anlatıyor

Ama Kaf dağının ötesinde
Bir ümit var

Tiyatronun ikinci sahnesinde
Yani ahiret hayatında
Daimi mutluluk varmış

Anlatılanlara göre
Cennet denilen yer
“Daimi” mutluluğun olduğu yermiş.

Gerçi cennetteki daimi mutluluğun
Elde edilmesi
Hayatın birinci sahnesinde
Bazı güzelliklerin
Bazı yaşanasıların
Bazı tadılasıların
Yaşanmaması
Tadılmaması sebebi ile
Mutsuzluğa sebep oluyor
Sanki daimi mutluluk
Bazı mutsuzlukların sonunda
Yaşanılabilecek bir şeymiş
Gibi bir algı oluşuyor,
Ümitsizliğe kapılıyor insan.

Nereden bakarsan bak
Mutluluk
Yüzde elli,
Yüzde elliymiş gibi
Oysa beklenen
Yüzde yüz mutluluk.

Olmayacak dua bu.
Ben bu duanın âmincisiyim.

Zamanın ve zeminin
Ve dahi insanoğlunun
Zihinsel gelişmişliğinin
Bunu mümkün kıldığını
Düşünüyorum.

Cenneti dünyada yaşamak
Ve ahretin cennetinde de
Devam ettirmek istiyorum

Çok şey mi istiyorum?

Author: Mehmet ÇEVİK

Bir yanıt yazın