“YAZILISI OLMAYAN TARİH DERSİ NOTLARI” -6

TÜRKLERİN İSLAMİYETİ KABULÜ

Türklerin islamiyeti kabul etmesinin

Kaç yılında gerçekleştiğinin

Türk tarihi, islam tarihi ve dahi dünya tarihi açısından önemi

Konusunda pek çok şey söylemek mümkün.

Bu söylenenler

İslamın bu günkü durumunu

Müslüman’ın içinde bulunduğu mevcut hali

Ne açıklar

Nede yaşanılan sorunları çözer

Türklerin Müslümanlığı neden kabul etiklerinin

Analitik açıdan cevabı ise

Hem sorunları çözer hem de

İslam’ın insani boyutunu ortaya çıkararak

Müslümanların içinde bulunduğu

Kabul edilemez kaosa son vererek

İslam’ın bütün zaman, mekân ve bütün insanlara hitap ettiği gerçeğini

İnsanlık âleminin gündemine sokar

Türkler İslamiyet’i neden tercih etti?

Herkesin öne sürdüğü ve herkesin bildiği bütün gerekçeleri

İtirazsız kabul ediyor

Ama cevabın bunlar olmadığını düşünüyorum.

Türklerin İslamiyet’i kabul etmesinin sebebi

Türkün dünyayı yönetme ideali olan

“Türk cihan hâkimiyeti Mefkûre”sinin

Gerçekleştirilmesinin sırrını islamda bulmalarıdır

“Türk cihan hâkimiyeti mefkûresi”

Türk’ün evrenin bir parçası olan göğü çadır,

Bir diğer parçası olan güneşi de

O çadırın bayrağı kabul edip

Bunlardan ibaret olan dünyayı yönetme görevini de

Türk tanrısının kendisine verdiğini düşünmesidir.

Bu doğudan batıya bütün dünyayı yönetmeye talip olmak demektir

Bu ideali destekleyecek evrensel değeri atam islamda buldu

Müslüman oldu

Çağ coğrafi genişleme çağıydı

Fetih büyük devlet olmanın

Müreffeh toplum yaratmanın

Küresel güç haline gelmenin

Tek yol olduğu çağdı

“Atlı kültürün” yılmaz savaşçılarında bunların

Yapılmasını mümkün kılan meziyetler mevcuttu

Eksik olan iki değer vardı

Birincisi, Evrensel bir söylem

Ki islamda mevcuttu

İkincisi

Cihan hâkimiyeti mefkûresine giderken

Sağlanması gereken maddi ve özellikle manevi destek

Buda “islam âlemini” arkasına alarak gerçekleşebilirdi.

Orta Asya’dan yola çıkıldığında

Durum bu niyet böyleydi

Ön Asya’da islamla karşılaşıldı

Anadolu’ya gelindiğinde hem yeni bir “din”

Hem yeni bir “vatanın” sahibiydiler

Önleri açıktı maddi ve manevi şartlar uygundu

İslam’ın

Fetih

Gaza

Şahadet

Tebliğ

Kavramlarını

Öne çıkararak

Yetmiş iki milleti bir göz ile görme

Kültürüyle harmanladılar

Önce Anadolu’yu vatan edindiler

Rumeli’ye sarktılar

Anadolu’da

Türk birliğini sağladılar

Anadolu ile Rumeli bağlantısında

Sorun yaratan

Bizans’ı ortadan kaldırarak

Hem toprak bütünlüğü sağladılar

Hem tarihi bir imparatorluk sonlandırarak

O imparatorluğun manevi mirasının

Üzerine Osmanlıyı devlet olmaktan imparatorluk olma

Seviyesine çıkardılar.

Artık “cihan hâkimiyeti mefkûresi”

İçin atılması gereken

İki küçük adım vardı

1-Bizanssın imparatorluk mirasından sonra

İslam’ın temsili konusunu da halifeliği üstlenerek

Maddi olduğu kadar manevi imparatorluğu da yakalamak

2– coğrafi genişlemeyi, o gün bilinen dünyada

-Asya,  Avrupa, Afrika’da – en uç noktaya ulaştırmak

Yavuz’un Mısır seferi ile halifelik üstlenilerek ilk adım

Kanuni döneminde ise Avrupa’nın içlerine kadar dalarak ikinci adım gerçekleşti

Artık “Türk cihan hâkimiyeti mefkûresi” idealden gerçeğe taşınmıştı.

Kanuni öyle diyor;

“Ben ki,

Sultanlar sultanı, hakanlar hakanı,

Hükümdarlara taç veren

Allah’ın yeryüzündeki gölgesi,

Akdeniz’in ve Karadeniz’in

Ve Rumeli’nin ve Anadolu’nun

Ve Karaman’ın ve Rum’un

Ve Dulkadir Vilayeti’nin ve Azerbaycan’ın

Acem’in ve Şam’ın ve Halep’in ve Mısır’ın

Ve Mekke’nin ve Medine’nin ve Kudüs’ün

Ve Diyarbekir’in ve Kürdistan’ın

Ve bütün Arap diyarının ve Yemen’in

Ve daha nice memleketlerin

Ki, yüce atalarımızın

Ezici kuvvetleriyle fethettikleri

Ve benim dâhi ateş saçan

Zafer kılıcımla fetheylediğim

Nice diyarın sultanı ve padişahı

Sultan Bayezıd Hân’ın torunu,

Sultan Selim Hân’ın oğlu,

Sultan Süleyman Hân’ım.” 1-10 Rebiülahir 932

Yani Türk cihan hâkimiyetini

Gerçekleştiren adamım-

–  Daha ne desin-15-24 Ocak 1526

Author: Mehmet ÇEVİK

Bir yanıt yazın