(annem olmasından gurur duyduğum
babamın ilk ve tek eşi
müzeyyen çevik in hatırasına)
bir naşın bu kadar güzel olabileceğini
ölümün bir insana
bu kadar yakışabileceğini
görmesem inanmazdım
dünyadan göçerken
bir tebessümün
hem de sonsuza kadar
devam edeceği izlenimi yaratan
bir tebessümün
insanın yüzüne nakşedilmesinin
sebebi ne olabilir ki
hangi düşünceler
hangi ruh hali içinde
insan can verirse
böylesine bir yüz ifadesine sahip olur
düşmenin
düşen birine bakmanın
ne kadar zor olduğunu
yatağa düşen eşinin
bakımında
pratik yaparak yaşayan
hem yatalak olanın çektiği acıyı
hem de çevresindekilerin yaşadığı
dramı ve aczi gören
hisseden
ve sadece
Allaha sığınma kapısının
açık olduğunu görüp
ona sığınan bir insanın
yüz ifadesi böyle olabilir
diye düşünüyorum
çocuklarını düşünen
kocası sebebiyle çektiklerinin
çocukları tarafından
çekilmesini istemeyen
çocuklarının böylesine bir yükü
kaldıramayacağının bilincinde olan
bir insanın
hayır bir annenin
yüz ifadesi olsa gerek
sağlığında rabbinden
sadece ve sadece
“iki gün yatak üçüncü gün toprak”
diyerek zaman isteyen
iki gün yatağı da
gurbette olan çocuklarını
görmek için talep eden
isteği kabul edilen
lakin verilen zamanın
çar çur edildiğini görüp
gene de gönül koymayan
bir insanın yüz ifadesi olduğuna eminim
naşını ilk gördüğümde
gözü açıkmış gibi geldi bana
hayra yordum
daha görecek
çok şeyi vardı dünyada diye düşündüm
çocuklarını son anında
yanında göremedi diye geçirdim içimden
kefenlendikten sonra gördüğümde ise
tam bir peri masalı kahramanı gibiydi
mütebessim
dünya ile bütün hesabını kapatmış
ve karlı çıkmış bir kul görünümündeydi
yanıldım
diye geçirdim içimden
benimkisi
dünyaya sarılan insanın evhamıydı
öyle olmalıydı
kesinlikle öyleydi
o nazikti
nezaketle yaşadı
nezih bir şekilde
ruhlar alemine göçtü
hep karşısındakini düşündü
hep verici oldu
hep alttan aldı
kalp kırmadı
kırıldı
kalp kırana
gönül koymadı
kimseden yardım
talebi olmadı
hep yardımcı oldu
o her şey olan bir şey di
aslında tek şeydi
annemdi