Kurtuluş savaşı sırasında istiklal mahkemeleri hıyanet-i vataniye, casusluk, ayaklanma, siyasi suikast gibi önemli davalar yanında eşkıya, şehir kabadayılığı, yolsuzluk ve rüşvet suçlarına karşı amansız bir çalışma göstermiştir.
Mahkemelerin kurulmasında çıkarılan yasa; icra vekilleri heyetince gösterilecek lüzum ve büyük millet meclisince ekseriyeti mutlaka ile verilecek karar üzerine icap eden mahallerde istiklal mahkemeleri teşkil olunur der.
Mahkemenin üç tane yargıcı vardır. Bunlar olayın olduğu mahale giderek yukarıdaki suçları işleyenleri yargılar ve infaz ederler.
2009 tarihinde ise devlete karşı suç işleyenlere dağdan inme fırsatı verildiğinde aynı istiklal mahkemelerinde olduğu gibi yargıçları olay mahalline taşınırlar ve yargıçlar orada suçluları berat ettirirler.
Cumhuriyetin kuruluşunda işleyen süreç, önce yasa ve sonra uygulama olurken, Cumhuriyetin bu döneminde keyfi uygulama yapılır. Çünkü yapılanın bir yasası bile yoktur.
Yasasızlık ise devletsizliğin, devletin olmayışının bir alametidir.
Şu anda o noktadayız
istiklal mahkemelerini üç Aliler diye alaya alan zihniyet, cumhuriyetten intikamını yasasız uygulamalarla alıyor. Adı da devlet projesi
haydi hayırlısı olsun.