Bildiğim “şey”lerle,
yaşadığım “şey”leri karşılaştırdığımda,
vardığım şey;
kültürü ihmal edilmiş inançların
vahşet batağına gömüldüğüdür.
Dün,
kurban bayramıyla ilgili
bildiğim güzel şeyler vardı.
Törene dönüşen, kurbanın alınması.
Kurbanın evde bir süre misafir edilmesi.
Ev halkı ile kurban arasında kurulan duygusallığın,
bayram günü çocuklar tarafından bunu “kesmeyelim”e dönüşmesi..
Aile reisinin kurbanın kesilmesi gerektiğine dair açıklamalarını yaparken,
bir yandan da kurbanın kesim işi için organizasyonun devam ettirilmesi.
Kurbanın kesileceği yerin temizlenmesi,
kanın akıtılacağı çukurun açılması,
çocukları kesilme işini görmemesi için,
bir vesileyle ortamdan uzaklaştırılırken,
bir mendille kurbanın gözünün bağlanması..
Ve fısıldarcasına,
Melodik şekilde,
Sanki, sadece kurban duysun diye,
duysunda stresten kurtulup rahatlasın diye getirilen “tekbir”
Allahu Ekber… Allahu Ekber.
Bu bir “kurban bayramı” kültürüydü.
Dünkü atalarım,
Kur’an-ın Hacc süresi 32.ayette belirttiği gibi
” kim sunulan kurbanlara saygı gösterirse,
şüphesiz o kalplerin takvasındandır.”
anlayışını hayatlarının bir parçası haline getirmişlerdi.
hem kul olarak,
rabbine karşı görevini,
hem insan olarak,
topluma karşı sosyal sorumluluğunu,
hem de bir ebeveyn olarak,
çocuklarının insani duygularının gelişmesi sağlayacak bir kültür yaratmışlardı.
Bu değerler yok edildi.
Şehir yapılanmasının,
mahalle oluşumunun,
mesken planlamasının
bu kültürden bi haber gerçekleşmesi,
müslüman kültürünün yok olmasına,
en azından yozlaşmasına yol açtı.
insanın Allaha karşı kulluk,
topluma karşı sorumluluk
ve canlıya karşı insaf ve merhamet bayramı,
önce “et şölenine”,
ardından bir “kan ve kirlilik” rezaletine dönüştü.
Bunlara ah vah ederken,
Arap baharı adı altında yaşadığımız süreç
bizi daha korkunç gerçekle karşılaştırdı.
Müslümanların
kurban keserken gösterdikleri
inceliği,
nezaketi,
zarafeti
birbirlerini boğazlarken göstermediklerini gördük.
“Tekbir”in Maide süresi 2. ayette
“bazılarına karşı beslediğiniz kin,
sakın sizi saldırganlığa sevk etmesin”
ayeti çerçevesinde sakinleştirici olarak değil,
aksine tahrik edici,
tahrip edici şekilde kullanıldığını,
hem de Müslüman Müslümanı keserken kullanıldığını gördük.
Allaaahuu Ekbeeerr…
Kurban ne?
İslam nerede?
ve Müslüman
neden içindeki “hayvana” esir düşüyor?
İslam alemi bu sorulara cevap vermeli.
Ve Müslümanlar;
içlerindeki hayvanı kurban etmedikçe,
kurban bayramında
kurbanlık hayvanları mundar etmemelidirler.
Ve yine Müslümanlar,
içlerindeki hayvanı kurban etmenin yolunun da,
inançların, kültürünü korumaktan,
geliştirmekten geçtiğini bilmelidirler.
Öğrenmelidirler .
İlk ayet “ikra” mıydı