Adı ne?
Yaşı ne?
Özelliği ne?
En önemlisi hikâyesi ne?
Hikayesi ne dememin sebebi, dikildiği günden bu güne yaşadıkları değil. Gerçi kronolojisinin bile pek çok drama, sevince, kedere, hüzne sahne olmuşluğu mutlaka vardır.
Ama benim meramım şu anki görüntüsü.
Görüntü şu;
Çınarın koca gövdesinden çıkan iki dal, bir süre ayrı yollarda seyir takip ederken sonra birden birleşiyor..kucaklaşıyor ve sonra tekrar birbirinden ayrılarak ağacın güzelliğini tamamlıyor.
Antakya gibi hoşgörü kenti deniler farklı din ve mezhebin birbiriyle kucaklaştığı bir kentin cami avlusundaki bu sembol ağaç tam bir AYRILSAKTA BERABERİZ ağacı. Ama kimliksiz, kimsesiz, sahipsiz.
Cami avlusundaki bu ve benzeri pek çok ağacın aynı şekildeki sahipsizliği aklıma Bursa yı getirdi. Bursa da her bir ağacın gövdesinde bir kimlik kartı gibi tabelaları vardı. Bizimkilerin neden yok. Bizim tarihi mirasımız neden kimliksiz? Neden belediye, neden orman müdürlüğü, neden üniversite AYRILSAKTA BERABERİZ kampanyası başlatmaz ve bu doğa ve kültür harikaları kimliklendirilmez