Yazar: Mehmet ÇEVİK
Demokrasi; tedbir veya tekbir Siyasetiyle yürütülen bir rejimidir. “Tedbir” siyasetinde; İnsanları, sorunlarını çözeceğinize inandırır, Sizin dışınızdaki bütün seslere kulak verir Sorunlarla boğuşmaz onları çözersiniz. Lakin demokrasilerde “tekbir” siyaseti de uygulayabilirsiniz. İnsanları sorunlarını çözeceğinize inandırır, Sizin dışınızdaki bütün sesleri susturur Sorunları çözmez, onlarla boğuşursununuz. “Tedbir” siyaseti Demokrasinin “muhalefet kültürü” olduğuna inanır, Demokrasinin rakamlardan ibaret olmadığını bilir Ve sandıktan çıkmayı bu şekilde anlar. “Tekbir” siyaseti Demokrasi dâhil her şeyi “rakamdan” ibaret görür, Muhalefeti, muhalefetin varlığına inandığı için değil, Kendini meşrulaştıracak bir araç,…
2013 askeri şurasının özeti; teamüllerin değil, siyasetin dediğinin olduğu şeklinde yapılabilir. Türk dil kurumu kelimeyi Bir yerde öteden beri olagelen davranış. Şeklinde açıklıyor. O halde sonucu şu şekilde anlamak mümkün. Askeri şura, öteden beri gelen uygulamaların dışında günlük siyasetin ihtiyaçları doğrultusunda bir sonuç ortaya koymuştur. Bu bizde ilk defamı oluyor? Yüzyıllık yakın tarihimize baktığımızda sürecin birkaç kez tekrar ettiğini, her defasında da toplumun felaketlere maruz kaldığını görüyoruz. İlk teamülü yok sayma siyaseti hâkim kılma…
“2002 yılında taşeron işçi sayısı 387 bin iken 2011 yılında bu sayı 1 milyon 611 bine yükselmiştir” TAŞERONİZM (Soma faciası üzerine) “Bir kişiye tam dokuz, dokuz kişiye bir pul” Anlayışının görünür zararlarını Fakirliği yaygınlaştırarak Ve insanları fakirlikte eşitleyerek en az para en az güvenlik azami kar ilkesini hakim kılan, bunu yaparken sendikaları bağlayıp sermayeyi alabildiğine serbest bırakan bu yüzden sık, sık meydana gelen kazalardaki can kayıplarını “tane” leştirerek vahşetin vahametini “Allahın takdiri” “Takdiri ilahi” Veya “Allah devlete millete zeval vermesin” Söylemleriyle…
YADA MUTLULUĞUN TEK ATLISI; SORUNU ALGILAMA ALGISI Sorun inançlar, kişiler, partiler değil, sorun, sorunu algılama ve çözme sorunu. Sorunu “sorunla boğuşarak ayakta kalmak” şeklinde algılarsan, sorunla boğuşursun ve ülkeyi “oyun” oranında yaşanır kılarsın. Ama sorunu sorun olduğu için, çözülmesi gereken bir olgu olarak görür ve sorunla boğuşmaz, onu çözersen, bir “ülkeyi” yaşanır kılarsın. Olay bu Somutlaştıracak olursak; Dini hassasiyetler sebebiyle Bir konuya eğilirsen Konya Milletvekili Gülay Samancı, Kahramanmaraş Milletvekili Sevda Beyazıt Kaçar, Denizli Milletvekili Nurcan Dalbudak Mardin…
Sorun belli. Batı medeniyetinin insansızlığıdır. Çözümde belli insanı merkez kabul eden bir uygarlık.. İki soru var. 1.Şimdi zamanı mı? 2.Nasıl? Birinci sorunun cevabı evettir. Şimdi zamanı. Hem de tam zamanı. Eğer her yüzyıl kendi uygarlığını beraber getiriyorsa ki getiriyor. Birde tam yeni bir yüzyılın başındaysak yeni bir uygarlık teklifi sunmanın tam zamanıdır. Yeni bir yüzyıl somut bir gerçek ise bu gerçek bize iki şeyi dayatıyor: ya yeni bir uygarlık teklif edilecek, yada eski uygarlık kendini cilalayarak ömrünü uzatacak. Doğru…